Cinsel birliktelik sırasında karşılaşılabilen durumlardan biri olan orgazm olamama, gecikmiş orgazm ve anorgazmi şeklinde iki alt başlığa sahiptir. Orgazm olamama durumu, yeterli cinsel uyarıya rağmen her seferinde tekrarlayan ve kişisel strese sebep olan hastalık durumu olarak tanımlanmaktadır [1]. Hem kadın hem de erkek cinsel sağlığı açısından oldukça önemli olan bu konunun, anatomik olarak kadın ve erkek olmak üzere iki ayrı yönü bulunmaktadır.
Kadınlarda orgazm olamama dört farklı şekilde gerçekleşebilir. Mastürbasyon ve ilişki sırasında klitoral orgazma ulaşamama durumunda klitoral anorgazmi, penis vajinadayken orgazm olamama durumunda koital anorgazmi, yaşanılan durumun sürekli olmaması durumunda rastgele anorgazmi ve beklenen süreden erken gerçekleşmesi durumunda erken orgazm meydana gelir [2]. Orgazm olamamanın nedenleri ise oldukça çeşitlidir. Genel sağlık durumu, kardiyolojik hastalıklar, nörolojik hastalıklar ve depresyon vb. psikolojik hastalıklar bu nedenlerden birkaçıdır [3]. Vajinal enfeksiyonlar, vajinal kuruluk ya da ağrılı cinsel ilişkiler, orgazm olamamaya sebep olan fiziksel nedenlerdir. Bunların yanı sıra, yaşanan cinsel travmalar, vajinismus ve partner tarafından yeterince uyarılamama da kadınlarda anorgazmiye yol açabilir [2].
Erkeklerde orgazm olamama ise, kadınlara kıyasla literatürde daha az yer almış bir konudur. Tam bir süre tanımlanmamış olsa da ortalama orgazm süresi olan 7 dakika ve üzeri normal orgazm, 25 dakika ve üzeri ise anorgazmi ya da gecikmiş orgazm durumu olarak kabul edilmektedir [4]. Erkeklerde anorgazminin fiziksel nedenleri olsa da çoğunlukla psikolojik nedenlerden dolayı ortaya çıkmaktadır. Erkek üreme sistemini etkileyen belirli doğum kusurları, pelvik sinirlerdeki hasarlar, diyabet ve düşük testosteron seviyesi, fiziksel nedenlerden bazılarıdır. Cinsel travmalar, zevk alma isteksizliği, katı dini inançlar, gebeliğe yol açma kaygısı, performans kaygısı, partneri tatmin edememe kaygısı, cinsel ilişki ile eşleştirilemeyen mastürbasyon alışkanlığı ve daha nicesi ise psikolojik nedenler arasındadır [5].
Tedavi yöntemleri, hem kadınlar hem de erkekler açısından muayeneyi gerektirmektedir. Uzman jinekolojik hekimler tarafından yapılacak muayeneler ve gerekli psikolojik cinsel terapiler sayesinde kadınlarda yaşanan anorgazminin önüne geçilebilir [2]. Erkeklerde ise sorunun kaynağı daha çok psikolojik temelli olduğundan, cinsel terapi ile sorunun kaynağı anlaşılmalı ve onu etkileyen psikolojik faktörlerle başa çıkmak için uygun tedavi yöntemleri uygulanmalıdır [5].
Kaynaklar