Klitoris, yukarıdan bakıldığında, vajinal girişin ve üretranın üstünde, iç dudakların (labia minora) birleştiği yerde bulunur. Aslında dışarıdan görünen kısım, klitorisin yalnızca başıdır. Bu başa “klitoral başlık” da denir. Dışarıdan görünmeyen kısımda ise klitorisin gövdesi vardır, bu gövde iki yana açılan kollardan oluşur [1].
Klitoris ve penis homolog organlardır, yani embriyonik gelişim kökenleri benzerdir [2]. Hatta uzmanlar, anne karnındaki bebeğin cinsiyetinin doktorlar tarafından ultrasonda anlaşılamamasının nedeninin de bu olduğunu vurgular: İlk aylarda klitoris ve penis tamamen aynı gözükür ve cinsel anatomide farklılaşma 12. haftanın ardından gözlemlenir [3]. Klistoris de penis gibi erektil yapıdaki bir organdır ve klitoriste gerçekleşen ereksiyon, peniste gerçekleşen ereksiyonla benzerdir: cinsel uyarılmayla beraber gerçekleşen kan akışı ereksiyona neden olur, klitoris büyür ve koyulaşır.
Klitorisin vücudumuzdaki tek işlevi, uyarıldığında zevk vermektir [4]; üreme işlevi yoktur [5]. Kadın üreme sistemine sahip olan bireylerin birçoğu , penis-vajina birleşmesi esnasında değil, klitorisin başının uyarılması ile orgazm deneyimler [6]. Klitorisin dışarıdan gözükmeyen iç gövdesindeki kolları, vajinal kanalın yanını sarar. Vajina erektil bir doku olmasa da klitoris ile yakın temastadır ve bu temas orgazmın odağıdır [7]. Vajina esnek bir yapıya sahip olduğu için birleşme sırasında genişler ve klitorisin iç kollarına değerek klitorisi uyarabilir. Bu noktada uzmanlar, vajinal ve klitoral orgazmı iki ayrı kategori olarak incelemenin yanlış olduğunu, bu ikisinin bağlantılı olduğunu vurgular. Yani cinsel ilişki sırasında deneyimlenen orgazmların çoğu klitoral uyarılma sonucunda gerçekleşmektedir [8].
Vajinal uyarılma veya orgazmın tek yolu klitoristen geçmese de, bu organ hakkında diğer organlarımız gibi bilgi sahibi olmak, hem vücudumuzu tanımamız hem de cinsel hazzı keşfetmemiz açısından önemlidir.
Kaynaklar
Comments