top of page

Film İncelemesi: Aşk, Büyü vs.

Geçmişte sürdürülememiş ve zamana direnmiş bir aşkın Büyükada sokaklarından bizlere ulaşan öyküsü, adanın büyüleyici manzarası eşliğinde Eren ve Reyhan’ın yıllar sonra geçmişle hesaplaşmalarını konu ediniyor. Bu incelemede toplum tarafından baskı, nefret ve kabul görmemeye karşılık olarak aşkın ve bir yere ait olmanın üzerimizdeki iyileştirici etkisi filmdeki karakterler üzerinden ele alındı.



Geçen yirmi yılın ardından bir umutla adaya dönen Eren, Reyhan tarafından aynı heyecanla karşılanmaz. Eren onu dinlemek bile istemeyen Reyhan’a geçmişte aralarında yazılmış mektuplar, doldurulmuş karışık kasetlerden bahsederek nasıl âşık olduklarını anlatmaya çalışır. Reyhan ise geçmişte yaşanılanları çocuklukta yapılan bir yaramazlık olarak gördüğünü söyleyerek Eren’i başından savuşturmak ister. Bu iki genç kızın geçmişte yaşadığı aşk başta aileleri olmak üzere dışlanma, ayıplanma ve tiksinme ile karşılanmıştır. Bu bakış ve ayıplamaların adeta bir ayna gibi kendilerine tutulduğu ve kalabalıklara karışırken bir şekilde hayatlarına da yansıdığını görebiliriz. Maslow’a göre temel gereksinimleri karşılandığında insanlar özgürleşebilecek ve potansiyelini gerçekleştirebilecektir. Sosyal statü ve aitlik gereksinimlerinin karşılanamadığı insanların pasifleşmesi ve bu durumlarda şiddet, bağımlılık ve sevginin olmadığı seksten doyum sağlama örüntüleri görülebileceği gibi bazı bireylerde duygusal problemler şeklinde görünmektedir [1]. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre, filmdeki karakterlerin geçmişte yaşadıkları çatışmaların hayatlarında ne kadar kritik olduğunu görebiliriz. Eren’in ailesine hizmet ederek adada yaşamlarını sürdüren Reyhan ve ailesinin huzurlu ada hayatı, iki genç kızın ilişkilerinin ebeveynleri tarafından öğrenilmesiyle sarsılmıştır. Eren geçmişte ailesi tarafından ağır ilaçlar kullanmak zorunda bırakılmıştır. Deli muamelesi görüp sırf olduğu kişi yüzünden kendisinden nefret edilmiş ve intihara kalkışmıştır. Evlenip boşandıktan sonra birçok insanla tanışmışsa da Reyhan’ı bir türlü unutamamıştır.



Reyhan ise o olaydan sonra ailesiyle bir anda taşınmak zorunda kalınca babasından baskı ve şiddet görmeye başlar. Evden kaçıp kendi ayakları üzerinde durmaya çabalarken ne yazık ki girdiği işlerden de Eren’in babası yüzünden çıkartılır. Geçmişte yaşadığı aşkı için ağır bedeller ödeyen Reyhan üniversiteye de gidemez ve hayatı tepetaklak olur. Üstelik artık hayatında adada tanışıp birlikte yaşadığı Gökhan vardır ve bir şekilde adada kurduğu düzenini korumak ister.


“Eğer herkes âşık olsaydı çocuklarına farklı davranırlardı. Birbirlerine farklı davranırlardı.”

James Baldwin



Ergenlik yılları özellikle bireylerin hayatında bağımsızlığa geçiş ve kimlik oluşturma süreçleriyle ilişkilidir. İlk flört ilişkileri ve toplumdan topluma farklılaşan normların bu süreçlere etkisi ergenlikten yetişkinliğe doğru daha da belirginleşmektedir [2]. Ait olma ihtiyacının sağlanamadığı durumlar ve kabul edilmeme korkusu, bireyleri olumsuz benlik saygısı ve acıya sürüklemektedir. İnsanın aitlik hissinin karşılanması stresle baş etmesinde tampon görevi sağlarken, pek çok gencin ergenliğe geçişte olumsuz beden imajı ve yetersizlik duygularıyla yüzleştiği belirtilmektedir [1].





Büyüleyici bir deneyim olarak aşk!


Ada sokaklarında geçen tartışmalar arasında Reyhan’ın aklına eskiden Eren için yaptırdığı büyü gelir ve Eren’in kendi isteğiyle adaya geri dönmediğini düşünmeye başlar. Eren başta bu fikre inanmasa da bir şekilde Reyhan’la uzlaşır ve büyüyü bozdurmaya karar verirler.


Peki ya nedir aşk? Aşkın evrensel bir tanımı olmasa da kültür ve toplumlardan etkilendiği, özellikle de bireyselliğin aşkı önemli derecede farklılaştırdığı ifade edilmektedir. Freud, Maslow ve Tennov’un aşk üzerine cinselliğin yüceltilmesi, bağlanma davranışı, geçici bağımlılık ya da bedenin verdiği bir tepki şeklindeki tanımları üzerine halen daha konuşulurken nihayetinde bir topluma veya gruba ait olmak, sevildiğini hissetmek bireylerin psikolojik açıdan iyi oluşunu ve gelişimini etkilemekte, bireylere benlik saygısı ve yaşamlarına bir amaç sunma gibi önemli kazanımlar sunmaktadır [2, 3, 4].


Filmde karakterlerin geçmişte yaşadıkları bize kendi ağızlarından aktarılır. Film boyunca iki karakterin aşkı ve bir yere ait olmayı yeniden hatırlamalarına tanık olurken, arka planda ayrımcılığa ve kabul görememiş azınlığa dair bir eleştiri buluruz. Film boyunca hissedilen adanın o sakin ve huzurlu atmosferi sona doğru bu iki karakterin ruh haline de yansımış ve onlar için bozulamamış bir “büyü” bırakmıştır geriye.


Kaynaklar

İçerik Üreticisi: Berra Üçüncü
Editör: Ladin Toplu
26 Mayıs 2022 tarihinde güncellendi.
bottom of page