Erken boşalma, genelde seks sırasında boşalmanın çok hızlı gerçekleşmesi durumu olarak tanımlanır [1]. Bu durum penisli bireylerin yaklaşık %30'unda görülür ve en yaygın cinsel işlev bozukluğu türüdür. Çoğu erken boşalma durumu tedavi edilebilir [2]. Ara sıra yaşanan erken boşalma ise oldukça yaygındır ve kişinin endişelenmesi gereken bir durum değildir [3].

Masters ve Johnson 1960’larda erken boşalmayı; “erkeğin, cinsel birleşmelerinin en az %50’sinde, eşinin orgazma ulaşmasına yetecek kadar boşalmayı geciktirememesi” olarak tanımladılar [4]. Bu tanım sadece cinsel birleşmeye özgü olduğu için değil, aynı zamanda partnerlerin cinsel tepkisindeki varyasyonları ve birleşme sırasında partnerlerde orgazm gecikmesine yol açabilecek bağlama özgü faktörleri dikkate almadığı için de sorunludur. Çağdaş tanımlar partnerlerin orgazm tepkisine odaklanmamaktadır, ancak partnerlerin memnuniyetsizliği veya sıkıntısının erken boşalma teşhisinde dikkate alınması gereken bir konu olması gerektiği düşünülmektedir [5].
Erken boşalma birincil veya ikincil olabilir. Sebepleri için çok sayıda teori vardır, ancak çoğu vaka genelde hem psikolojik hem de fiziksel faktörlere dayanır, yani erken boşanma durumu çok faktörlüdür [6].
Erken boşalmada bazı kaynaklar boşalma süresinden ziyade boşalmanın üstündeki kontrolü bir kriter olarak tanımlarken bazı kaynaklar durumu birçok kritere bağlı olarak değerlendiriyor. Erken boşalma temelde/temel olarak dört kritere bağlı olarak değerlendiriliyor. Bu değerlendirmeleri yapabilecek en ideal kişiler de doğru ve güvenilir yerlerdeki sağlık uzmanları. Erken boşalmanın birinci kriteri süre; cinsel birleşmeden önce ya da cinsel birleşme olduktan sonraki bir dakika içinde gerçekleşen boşalmalar erken boşalma kategorisine bazen girebiliyor. İkinci kriter süreç; süreç kriteri, erken boşalma halinin en az altı ay boyunca devam etmesi ve yaşanan birlikteliklerin %75 ile %100 ü arasında deneyimlenmesi olarak tanımlanabilir. Üçüncü kriter tepki; kişinin erken boşalma haline verdiği tepki, duygu durumu bu kriteri oluşturuyor. Son ve dördüncü kriter de diğer kriterler olarak adlandırılabilen çeşitli kriterler; bu kriterler bireylerin kendilerine özel deneyimlerine bağlı olarak değişkenlik gösterebiliyor [7].
Kaynaklar