“Daha seksi bir sırta sahip olmak için 3 kural”, “İç çamaşırlıyken daha seksi görünmenizi sağlayacak smoothie tarifleri”, “Sosyal medyada takip etmeniz gereken 20 kaslı erkek”, “2021 yılı en seksiler listesi” …
Neredeyse her gün sosyal medya platformlarında, TV programlarında, dergi ve gazetelerde artık görmeye alıştığımız bu başlıklar yer alıyor. Başlıkların altında dönemsel olarak değişikliğe uğrayan “mükemmel ve ideal beden” teması işleniyor. İçeriklerde kusursuz bir cilde sahip, uzun bacaklı, ince belli, dolgun dudaklı kadınlar ve yine benzer bir şekilde uzun boylu, geniş omuzlu, kaslı erkekler örnek olarak gösteriliyor. Seksi sıfatının özellikle mükemmel beden algısı ile sunuluyor olması, seksi olma halinin ancak bu özelliklere sahip olunduğu takdirde mümkün olacağı algısına zemin hazırlamaktadır.
Görsel uyarı, fiziksel temas ve ilişkide partnerlerin birbirlerine verdikleri önem gibi faktörler cinsel ilişki döngüsünün ilk basamağı olan cinsel arzuyu tetiklemektedir [1]. Bu durum, partnerlerimizde cinsel arzu uyandırabilmek için ilk olarak görsel açıdan beğenilecek özelliklere sahip olmamız gerektiğini düşündürmektedir. Romantik ilişkiler içerisinde olmak, cinsel ilişkiye girebilmek ya da cinsel ilişkideki memnuniyetin artması için dış görünüşe daha fazla odaklanılması, kişinin beden algısını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki beden algısı, cinsel istek ve cinsel ilişkideki memnuniyet üzerinde etkin bir rol oynuyor. Çünkü beden imajı ile ilgili olumsuz düşüncelere sahip bireyler, partnerleri tarafından beğenilmeyeceği veya hoşlandıkları kişiler tarafından reddedileceği fikri ile özgüvensizlik yaşamaya başlıyor. Aynı zamanda negatif beden algısına sahip olan bireyler cinsel ilişki esnasında bedenlerinin görünüşüne daha çok odaklanmaya meyilli oluyor [2]. Bunun sonucunda, cinsel ilişki döngüsünün evreleri sekteye uğruyor ve bireylerin cinsel ilişkideki memnuniyeti azalıyor.
Negatif beden algısı cinsiyete bağlı bir durum değil. Son yirmi yıl içerisinde yapılan araştırmalar doğrultusunda kadınların olduğu kadar erkeklerin de dış görünüşlerinden memnun olmadıkları biliniyor [3]. Kadınlar vücutlarının daha ince bir görünüme sahip olmasını isterken, erkekler ise daha iri ve geniş yapılı bir vücudu olmasını istiyor [4]. Bunun yanı sıra özellikle genç yetişkinlerde sık görülen sivilce izleri kişinin özgüvenini oldukça etkilemektedir. Detaylara bakıldığında kadınlar, göğüs, bel ve kalça ölçüleri, vücutlarında bulunan çatlak izler, selülitleri, boyları, diş yapıları, yüz hatları ve daha birçok sebepten ötürü özgüvensizlik yaşıyor. Erkekler ise hem kadınlarla benzer kaygıları paylaşıyor hem de tüm bunlara ek olarak penis boyutu ve şekli, vücudundaki kılların fazlalığı, saç dökülmesi gibi konularda endişe duyuyor.
Söz konusu beden algısı ve olumsuz düşünceler olduğunda obezite ve anoreksiya ile mücadele eden bireyler, ostomasi ameliyatı geçiren kişiler, kanser nedeniyle uzuvlarını kaybeden bireyler ve fiziksel engele sahip bireyler bu durumdan fazlasıyla etkilenmektedir [3]. İdealize edilen bedenlere sahip olmadığı için pek çok kişinin cinsel kimliği toplum tarafından göz ardı edilmekte ve bu bireylerin aseksüel olduğu düşünülmektedir. Kendilerinin cinsel partner olarak görülmeyeceğini düşünen bireyler bunun sonucu olarak cinsel kimliklerini ortaya koymakta güçlük yaşıyor [4].
Aslında şunu biliyoruz ki partner seçiminde etkili olan sayısız etken var ve dış görünüş bunlardan yalnızca biri. Karşımızdaki kişiyi çekici kılan en önemli faktörün dış görünüş olması, tüm galaksiyi bir yıldıza indirgemekten farksızdır. Bununla beraber idealize edilen beden algısı zamana ve mekâna bağlı olarak değişmekte ve gerçekte kimse bütünüyle o tanıma uymamaktadır. Yani bugün bulunduğumuz yerde negatif beden algısına sahip olsak bile; şikayetçi olduğumuz kilolar, saçlarımız, ten rengimiz ve daha nice özelliğimizle başka bir yerde ya da başka bir zamanda dünyanın en güzel/yakışıklı kişileriyiz. Evet yanlış duymadınız, dünyanın en seksileri listesinde siz, tanıdığınız ve tanımadığınız herkes yer alıyor.
Kaynaklar